CHP'Lİ Tanal, Çevre Günü'nde Erdoğan'a Sordu!
“HAZİRAN SONUNDA KANAL İSTANBUL MU DİYECEKSİNİZ, MARMARA MI?”
KANAL MI, MARMARA MI?
Marmara’yı esir alan deniz salyasıyla mücadele için acilen harekete geçilmesi gerektiğini belirten CHP’li Mahmut Tanal, Erdoğan’a kirliliği 10 kart artıracak Kanal İstanbul projesinden vazgeçilmesi çağrısında bulunarak, “Haziran sonunda Kanal İstanbul mu diyeceksiniz, Marmara mı?” diye sordu.
CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Av. Mahmut Tanal, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, insanoğlunun doğaya karşı çok acımasızca hareket ettiğini söyledi.
Koronavirüs salgınından gerekli dersin çıkarılmadığını belirten Tanal, “Bir yıldan fazla süredir tüm dünyayı esir alan ve 10 binlerce kişinin yaşamını yitirmesine yol açan pandeminin sebebi, doğaya, çevreye yapılan gelişigüzel müdahaleydi. Herkesin aklı başına gelmiştir, artık doğayı tahrip etmekten vazgeçilir diye düşünüyorduk. Lakin yanıldık. ‘Aynı tas aynı hamam’ düzen devam ediyor. Hatta daha da yok etmeye teşne bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi.
PANDEMİYİ FIRSATA ÇEVİREN RANTÇI ZÜMRE
Meseleye Türkiye cephesinde bakıldığında ise pandemi sürecini fırsata çeviren maddiyatçı, rantçı bir zümrenin türediğini kaydeden Tanal, “Yeşilimiz, ağacımız, havamız, suyumuz, para uğruna doğaya zarar vermekten çekinmeyen şirketlerin, şahısların saldırısı altındadır. Pandemi kısıtlamaları fırsata dönüştürülerek maden ocakları, taş ocakları faaliyetlerine hız verdiler. Bu tutumu Kazdağları’nda, İkizdere’de ve başka birçok yerde gördük. Kârlarını katlamak isteyen şirketler, yarını düşünmeden ağaçları kesiyor, dağı taşı yerle bir ediyor, su kaynaklarını yok ediyor, yaban hayvanlarının yaşam alanlarını daraltıyor. Tabii bu kadar pervasızca davranmalarının sebebi, arkalarında iktidar gücünün olduğunu düşünmelerindendir” diye konuştu.
DOĞAYI KATLEDENLERE KARŞI HALKIN YANINDA OLUN
Anayasa’nın 56. maddesinin, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir” hükmünü içerdiğini hatırlatan Tanal, şöyle devam etti: “Rantçılara karşı vatandaş, üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirirken, devleti yönetenler ise görevlerini yapmıyorlar. Hatta maden şirketleri lehine pozisyon alındığını gözlemlemekteyiz. Doğa direnişçilerinin nasıl baskıya uğradığını, yandaş firmaların nasıl korunduğunu İkizdere İşkencedere Vadisi’nde gördük. Seçilmiş milletvekilleri olarak halkımızla birlikte doğa mücadelesinden bir milim geri adım atmayacağız. İktidar temsilcilerini de Anayasa’nın kendisine yüklediği görevi yerine getirmeye, doğayı katledenlere karşı halkın yanında yer almaya davet ediyoruz.”
AVRUPA’NIN ÇÖPÜYLE DOĞAMIZ KİRLETİLİYOR
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, doğaya en çok zararı plastik atıkların verdiğini belirterek, “Ormanlarımız, yerleşim alanlarımız, yeşil alanlarımız, su kaynaklarımız, denizlerimiz plastik atıkların tehdidi altındadır. Biz AKP iktidarından plastik atıklara savaş açmasını, önlem almasını beklerken, ithalatın önü açıldı. Türkiye, Avrupa’nın plastik çöp sahası haline getirildi. Plastik tüketiminde dünya 4’üncüsü olana İngiltere’den ülkemize her gün kamyon kamyon plastik atık geliyor. Bu çöp alışverişinden birileri parasal olarak kazançlı çıkarken, halk olarak bizler zarar görüyoruz. Çevre örgütü Greenpeace'in raporundan daha önce bahsettik. Rapora göre, İngiltere’nin Türkiye’ye yolladığı plastik atık 210 bin tona çıktı. AB ülkeleri de son 4 yıla oranla 20 kat daha fazla plastik atığı Türkiye’ye gönderiyor. Atıkların bir kısmının geri dönüşüm yerine yollara, tarlalara, su kaynaklarına atıldığı,buralarda yakıldığıtespit edildi. Avrupa’nın çöpüyle havamızın, suyumuzun, toprağımızın kirletilmesine izin vermemeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
MARMARA’DAKİ DENİZ SALYASI TEHDİDİ
Marmara Denizi’ni yüzeyden ve derinden saran, “deniz salyası” olarak adlandırılan müsilaja yönelik acilen adım atılması gerektiğini vurgulayan Tanal, “Uzmanlar, Marmara Denizi’ni esir alan müsilajla ilgili yanlış atık yönetimine dikkat çekiyor. Bir an önce tedbir alınmazsa Marmara Denizi, ‘ölü deniz’ haline gelecektir. Kanal İstanbul denilen ucube projeye para harcanacağına Marmara’nın kurtuluşu için proje üretilmelidir, eylem planı hazırlanmalıdır. Zaten Kanal İstanbul’dan vazgeçmek dahi Marmara’yı tehdit eden deniz salyasına yönelik atılacak en kritik adımlardan biri olacaktır. Çünkü Kanal İstanbul, Marmara Denizi’ndeki kirliliği 10 kat daha artıracaktır. Tek Adam yönetimi, kararını net olarak vermelidir. Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haziran ayının sonunda Kanal İstanbul’un temellerinin atılacağını söylemişti. Hani 23 Haziran 2019 İstanbul seçimleri öncesi halka “Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, yoksa Binali Yıldırım mı?” diye sormuştu ya, sonradan gidip Sisi yönetimiyle kucaklaştılar! Biz de Saray yönetimine sesleniyoruz: Haziran sonunda Kanal İstanbul mu diyeceksiniz, Marmara mı? Kararlarını acilen versinler. Çünkü bu işin şakası yok. Marmara elden gidiyor. Kanal İstanbul sevdasından vazgeçip Marmara Denizi’ni kurtarma projesini hayata geçirsinler” dedi.