Asgari Ücret Belirlenirken Evli İşçiler Unutulmasın Teklifi

28 Kasım 2021 - 11:49

CHP'nin hukukçu vekili Mahmut Tanal, asgari ücretle ilgili Meclis Başkanlığı'na bir kanun teklifi daha sundu. Tanal'ın hazırladığı yeni teklife göre, evli ve çocuk sahibi işçiler, belirlenen asgari ücretin yüzde 25 fazlası ücret alacak. Böylece eşi ve çocuklarına bakmakla yükümlü emekçilerin mağdur edilmesi engellenecek.

CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, asgari ücret seviyesinin emekçilerin kişisel ihtiyaçlarına göre tespit edilerek, evli ve çocuk sahibi işçiler aleyhinde bir durum oluşturulmasına karşı harekete geçti.

Tanal’ın TBMM Başkanlığı’na sunduğu teklifinin dikkate alınması halinde asgari ücret, işçinin medeni halinin evli olması durumunda kararlaştırılan ücretin yüzde 25 fazlası olarak kabul edilecek.

CHP’li vekilin hazırladığı 4857 sayılı İş Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’yle, işçinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde, kişinin medeni hali göz önüne alınarak insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamasının sağlanması, kişinin ve aile bireylerinin Anayasal haklarının ihlalinin önüne geçilmesi hedefleniyor.

BELİRLENEN ASGARİ ÜCRET MİKTARI ZAMLARLA ERİYİP GİTTİ

Kanun teklifinin gerekçesinde, yurttaşların maddi varlığını koruma hakkının güvence altına alındığı Anayasa’nın 17. Maddesi hatırlatılarak, kişilerin emeği karşılığı elde edeceği ücretin, en az temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olması gerektiğinin altı çizildi.

Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de sosyal devlet ilkesinin de bir gereği olarak işçiye emeği karşılığında verilebilecek en düşük ücret olarak “Asgari ücret”in belirlendiği hatırlatıldı.

CHP’nin hukukçu vekili Mahmut Tanal’ın imzasını taşıyan teklifin gerekçesinde, ülkemizde iş sözleşmesi kapsamında çalışan işçilerinin ekseriyetinin asgari ücretle çalıştığı anımsatılarak, son dönemlerde Covid-19 salgınının ve Türkiye ekonomisinin neden olduğu pahalılık yüzünden vatandaşlarımızın ağır bir ekonomik sıkıntı ile karşı karşıya kaldığı vurgulandı.

Gerekçede, 2021 yılı itibariyle asgari ücretin 2.825,00-TL olduğu belirtilerek, söz konusu asgari ücret miktarının belirlendiği günden beri sürekli değer kaybettiği dile getirildi.

ASGARİ ÜCRETLİYE ‘6 AYLIK ENFLASYON’ AYRIMCILIĞI

Yıl ortasında, yılın ilk 6 aylık enflasyon oranına göre memur ve emeklilere zam yapılmasına rağmen asgari ücretle çalışan işçilerin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlemesine ilişkin bir çalışma yapılmadığına dikkat çekilen gerekçede, “Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devletidir ve devletimiz, toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlüdür. Sosyal devlet anlayışına göre devlet, ekonomik ve sosyal yaşama müdahale etmesi yoluyla, toplumdaki sınıf çatışmalarını yumuşatarak, ulusal bütünleşmeyi sağlamayı hedeflemelidir. Dolayısıyla sosyal devlet anlayışı çerçevesinde öncelikli olarak toplumun güçsüz kesimlerine ve elbette herkese insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşam seviyesinin sağlanması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.

İŞÇİLERİ SOSYAL FACİANIN EŞİĞİNE GETİRDİ

Tanal’ın hazırlayıp Meclis Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde, Anayasa’nın “Ücrette Adalet Sağlanması” başlıklı 55. Maddesinin “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” hükmünü içerdiğine işaret edildi. Yine Anayasa’nın başlangıç maddesinin 6’ncı bendi ile devlete vatandaşlara onurlu bir yaşam yaşatma sorumluluğu yüklendiği hatırlatılarak, “Ancak ne yazık ki işçilerin emekleri karşılığında verilen ücretin değeri fahiş bir şekilde düşmüş, işçilerin alım gücü önemli ölçüde azalmıştır. İşbu durum ise işçileri sosyal bir facianın eşiğine getirmiştir” denildi.

MEDENİ HAL GÖZARDI EDİLİYOR

Kanun teklifinin gerekçesinde, İş Kanunu’nun “Asgari Ücret” başlıklı 39. Maddesinde, işçinin ekonomik ve sosyal durumunun düzenlenmesi için en geç 2 yılda bir belirlenen ücretten bahsedildiği aktarılarak, “Ancak ilgili madde gerçek hayata uyarlandığında oldukça soyut kalmaktadır. Zira her ne kadar kişilerin ekonomik ve sosyal durumunun düzenlenmesinden bahsediliyor olsa da en başta vatandaşlarımızın medeni halleri dahi göz ardı edilmiş; evli ve bekar vatandaşlarımız aynı kefede değerlendirilmiştir. Halbuki bekar vatandaşlarımız genelde yalnız kendi geçiminden sorumlu iken, evli vatandaşlarımızın kendi ve eşinin yaşam hakkı, konut kirası, çocuklarının yaşam hakkı ve eğitim hakkı ne yazık ki aylık asgari ücretle karşılanmayacak boyuttadır” değerlendirilmesi yapıldı.

Sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak güçsüzü güçlüler karşısında korumak ve işçilere insan onuruna yakışır bir şekilde yaşam sağlamının devletin Anayasa’dan kaynaklı bir görevi olduğunun kaydedildiği gerekçede, şöyle devam edildi: “İşbu kanun teklifimiz ile de asgari ücretin belirlenmesinde vatandaşlarımızın medeni halleri dikkate alınarak, pozitif bir ayrımcılık ile evli vatandaşlarımız için belirlenecek olan asgari ücretin bekar vatandaşlarımız için belirlenen asgari ücretten yüzde 25 daha fazla olması sağlanarak; evli vatandaşlarımızın kendi ve aile bireylerinin Anayasa’dan doğan haklarının ihlalinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.”